ASIL MESELE SAĞ YA DA SOL DEĞİL, MANEVİYATTAN UZAKLAŞMAKTIR

Toplum olarak zaman zaman siyasetin dar kalıplarına sıkışıp kalıyoruz. Her meseleye "sağcı mı, solcu mu?" penceresinden bakmak gibi bir alışkanlığımız var. Oysa bazı meseleler vardır ki ne sağla ne solla açıklanabilir. Onlar doğrudan insanın inancıyla, vicdanıyla ve yaşantısıyla ilgilidir.

Bugün geldiğimiz noktada artık şu gerçeği açıkça konuşmak gerekiyor: Sağ ve sol yoktur; Müslümanlığın gereğini yerine getirenler ve getirmeyenler vardır. Toplumu asıl ayakta tutan şey, kişinin Allah ile olan bağı, yaşamındaki ahlaki duruşu ve maneviyatıdır.

Giyim kuşam meselesi de bu noktada sadece bir tercihten ibaret değildir. Çünkü bir insanın dış görünüşü, çoğu zaman iç dünyasının bir yansımasıdır. Ahlaki ve manevi değerlerimizle örtüşen bir yaşam tarzı, sadece bireysel bir tutum değil; topluma karşı da sorumluluktur.

Bu noktada bazı sivil toplum kuruluşlarının (STK'ların) sergilediği hassasiyeti de takdir etmemek elde değil. Yaşanılan ilin ve ülkenin maneviyatına duyarlı şekilde hareket eden STK'lar, toplumun değerlerini koruma noktasında önemli bir rol üstlenmektedir. Sessiz kalmayıp doğruya “doğru” diyebilen her ses, bu ülkede umudun ve birlik duygusunun temsilcisidir.

Ve aslında en çarpıcı gerçeği bir cümle özetliyor: "Asıl yobazlık sağcılık veya solculuk değil, Allah’ın emrinden uzak durmaktır." Bu söz, tartışmanın eksenini tam da olması gereken yere çekiyor. Zira mesele kimlik ya da ideoloji değil; iman, ahlak ve samimiyettir.

Bugün toplumu ayakta tutacak olan şey, hamasi tartışmalar değil; inancına sahip çıkan, saygıyı ve sevgiyi temel alan bir duruştur. Artık kavramlar üzerinden değil, hakikat üzerinden konuşma zamanıdır.

EKONOMİ