BİR TOPLUM GÜVEN ÜZERİNE AYAKTA DURUR.

İş yeri ve fabrikalar, ekonomi ve sanayi ve ticaret ancak güvenin olduğu bir yerde canlanır, gelişir, ilerler. Halk ülkeyi yönetenlerin dürüstlüklerinden şüphe ederse kimse ne iş kurar ne onu geliştirmeye ve ilerletmeye çalışır.  Bir ülkenin kalkınmasının iki temel ayağından biri yönetenlerin bilgili ve becerikli, diğeri ve en önemlisi güvenilir ve dürüst olmalarıdır.  Bugün ülke genelinde konuşulan ve tartışılan şeylerin büyük çoğunluğu bu iki esas noktayı göz ardı etmek için ortaya atılmış suni gündemlerdir. Kırk çeşit konu atıyorlar halkın önüne ve herkes onları canla başla tartışıp duruyor.  Başkaları da malı alıp götürüyor. İbn Haldun 6 asır evvel söyledi: yöneticilere olan güven gitti mi ülke fakirleşir. Kimse iş yeri açıp çalışmak, kazanmak istemez. Osmanlı neden geriledi. Çünkü ana geliri fetihlerden elde ettiği ganimetti. Ganimet bitince halkın elindekine göz diktiler. Kimse servet yapmaya çalışmadı, zengin olmadı. Çünkü hazine fakirleşince zengin olanın malı müsadere ediliyordu.  Bahanesi de var: bu kadar servet helalden kazanılmış olamaz. İyi ama senin onun elindekini alman helal mi?  İnsanlar doğuda eskiden beri çalışmadan, üretmeden başkasının elindekini zorla veya alavere dalavere ile almaya alışmışlar.

BELEDİYELER

EKONOMİ