Terörizm eski çağlardan beri vardır. Ancak bu tehdit asıl olarak 20. yüzyılda yükselmiştir. Bu yüzyılda terörizm ve teröristler büyük bir patlama yaptılar. Kitlesel tahrip gücü yüksek silahların ortaya çıkması ve teknolojide özellikle de bilgi teknolojisinde yaşanan hızlı gelişim terör eylemlerinin şeklini değiştirdi, yıkıcılığını artırdı. 1990'lı yıllara gelindiğinde ise beklenen tarzda bir saldırının gerçekleşme ihtimali arttı.
Özellikle de SSCB’nin yıkılması ve sahip olduğu nükleer silahlar üzerindeki denetimin zayıflaması, bu kaygıları artırdı. İnternetin gelişimi ve yaygınlaşması sonucunda her türlü bilgiye ulaşımın kolaylaşması bu kaygının daha da artmasına neden oldu.
Yakın zamanlarda biyolojik silah kullanılarak gerçekleştirilen bazı terörist eylemler biyoterörizm tehlikesinin boyutlarını da ortaya koydu. Günümüzde teröristler, basit bir laboratuvarda ve deneyimli bir kimyagerin yardımıyla binlerce insanı tehdit edebilecek bir biyolojik silah yapabilmektedirler.
Bunun ilk örneklerinden biri, 1984 yılında ABD’nin Oregon eyaletindeki bir kasabada restoranlarda yemek yiyen 750 kişinin zehirlenmesi oldu. Bu olaydan, o bölgede faaliyet gösteren ve Oregon yerlileriyle çatışma içinde bulunan bir terörist örgütün sorumlu olduğu ortaya çıkarıldı. Örgüt üyeleri çiftliklerinde yetiştirdikleri salmonella bakterilerini, bölgedeki dört restoranın salata barlarına yaymışlardı.1995 yılında Tokyo metrosuna “sarin” adı verilen kimyasal silahla düzenlenen saldırıysa, terörizmin halkı ne kadar yakından tehdit eden bir tehlike olduğunu gözler önüne serdi. Üstün Gerçek adlı sapkın bir tarikatın düzenlediği bu terörist saldırı da 12 kişi öldü, 5500 kişide yaralandı. Daha sonra yapılan araştırmalar bu tarikatın kendi laboratuarlarında biyolojik silahlar üzerinde çalıştığını ortaya koydu.
Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında terörist bombalamalar, kundaklamalar, uçak kaçırmalar, rehin almalarda büyük bir hızla devam etmektedir. Örneğin İspanya'nın Bask Bölgesi’nin bağımsızlığı için mücadele ettiklerini iddia eden ETA (Euskadi Ta Askatasuna) teröristleri, 1962 yılından bu yana İspanya’da çok büyük terör eylemlerine imza atmış, 800'den fazla insanın ölümüne neden olmuştur.
İngiltere’nin Kuzey İrlanda’dan çekilmesini, İrlanda Cumhuriyeti Hükümeti'ni devirip, sosyalist bir cumhuriyet kurmayı hedefleyen IRA, çeşitli kaçakçılık, soygun ve haraç olaylarına karışmıştır. Genelde Kuzey İrlanda ve başta Londra olmak üzere İngiltere içinde eylemlerde bulunmuş olan IRA, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde de çeşitli bombalama olaylarına karışmıştır. IRA’nın 1969 yılından bu yana gerçekleştirdiği terörist saldırılarda, her iki taraftan 3200’ün üzerinde insan hayatını yitirmiştir.
Dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biri de, Peru’da faaliyet gösteren Marksist-Leninist-Maoist gerilla grubu Aydınlık Yol’dur. 1960’lı yıllarda felsefe profesörü Abim el Guzman önderliğin de kurulan örgüt, ilk yıllarda herhangi bir siyasi hareket gibi değerlendiriliyordu. Ancak Aydınlık Yol 1970’li yıllarda dünyanın en vahşi gerilla örgütlerinden biri haline geldi. Örgüt lideri Guzman’ın şiddet yanlısı açıklamaları çok dikkat çekiciydi. Abimael Guzman 19 Nisan1980’de yaptığı bir konuşmada “Gelecek, silahlarda ve toplarda yatmaktadır.”' diyordu. Bir Aydınlık Yol gerillası ise “Kan bizi daha da güçlü kılmaktadır ve eğer akıyorsa bize zarar vermez, aksine güç verir” şeklindeki sözleriyle şiddeti yüceltiyordu. Örgüt, mücadelelerinin temelinin şiddet üzerine kurulu olduğunu açıkça ifade ediyor ve ülkede şiddetin nasıl artırılabileceğini tartışıyordu. Sonuçta 23.000’in üzerinde insan, yaşanan gerilla savaşında hayatını kaybetmişti.
Terör; Angola, Uganda, Nijerya gibi Afrika ülkelerine, İngiltere, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden Sri Lanka, Tayland, Japonya gibi Asya ülkelerine, Ortadoğu ülkelerinden Latin Amerika’ya kadar Türkiye dâhil birçok ülkede terör binlerce insanın canını yakmakta ve çok büyük kayıplara neden olmaktadır.
SON YAZILAR