EY ÇILDIRLILAR BİR FESTİVALDE BİLE BİRLİK OLAMIYOR MUSUNUZ

Festivaller bir yörenin tanıtımına ve ekonomisine katkı sunan, gelenek, görenek ve kültürlerini yaşatmak üzere yörelerde düzenlenen etkinliklerdir. Ülkenin her köşesinde özellikle yaz aylarında ama uygun olan yerlerde ise kış, sonbahar ve bahar aylarında da yapılmaktadır.

Ardahan İlimizde de bu festivaller olağanüstü bir durum olmadıkça düzenli olarak yapılmaktadır. Ardahan Valiliği’nden yapılan duyuruya göre de festivaller bir takvime bağlanmış ve kamuoyuna duyurulmuştur. Buna göre:

1-Köprülü Beldesi Uluslararası Canibeg Kültür ver Yayla Festivali 2-3 Temmuz 2024

2-Hoçvan Yayla Şenliği ve Kültür Festivali 5-6-7 Temmuz 2024

3-Damal Atatürk’ün zinde ve Gölgesinde Festivali 6-7 Temmuz 2024

4-Hanak Belediyesi Festivali 8 Temmuz 2024

5-20. Çıldır Göl Festivali ve Aşık Şenliği Anma Programı 19-20 Temmuz 2024

6-Bağdaşen Köyü Bülbülan Yayla Festivali 12-13-14 Temmuz 2024

7-Posof Kültür ve Sanat Festivali 20 Temmuz 2024

8-Ardahan Belediyesi Kültür ve Bal Festivali 9-10-11 Ağustos 2024

9-Göle Kültür ve Kaşar Festivali 26-27-28 Ağustos 2024

Ayrıca, şimdilik ilgisi yok ama Çıldır’da bir de Çıldır Gölü Uluslararası Altın At Kristal Buz Festivali yapılmaktadır. Bu festival de özellikle kış aylarında donan Çıldır Gölü üzerinde yapılmakta olup Çıldır ilçemizin turistik değerini bir kat daha artırmakta olduğunu dikkatlerinize sunmak isterim.

Yukarıda yazdıklarım olağanüstü durumlar hariç, her yıl rutin olarak yapılan etkinliklerdir.

Doğaldır ki bu tür festivaller ve etkinlikler insan unsurlu etkinliklerdir. Yani insan katılımı çok ama çok önemlidir. İnsanlar nereden gelir ve kimlerdir derseniz? İnsanlar özellikle o yörenin yerleşik ahalisi olmak üzere göç etmiş ve ilçe dışında yaşayan insanlar ve çevreden davet edilen insanlardan oluşmaktadır.

Ayrıca, bu tür organizasyonların bileşenleri ise, belediyeler lokomotif olmak üzere, kaymakamlık ve o yerin STK’ları, vakıfları ve derneklerinden oluşur. Ancak, bu durum bazen koşullar gereği yalnız belediye, yalnız kaymakamlık, yalnız STK’lar ve yalnız dernekler üzerinden de gerçekleşebilmektedir.

Organizasyonu her kim yaparsa yapsın, yapılan etkinlik o yörenin tüm insanlarına yöneliktir. Bu yıl yapılacak olan etkinlikler için takvim belli olduktan sonra gözlemlediğime göre hiçbir ilçenin ve merkezin belediye ve STK’ları arasında herhangi bir sorun yaşanmamış olup tüm taraflar yapılacak olan festivallere olağanüstü destek vererek hazırlıklarına başlamışlar bile.

Ancak, her ne hikmetse bu yıl Çıldır ilçesi özelinde bir sorun karşımıza dikildi. Çıldır Belediyesi bu yıl ki festivali belediye olarak yapacaklarını açıkladılar. Ardından, Çıldır Dernekler Federasyonu bir basın bildiri yayınlayarak Federasyonun dışlandığını vs. ima eden açıklamalarda bulundular. Hatta belediyenin kendilerine söz verdiğini ve bu yıl ki festivali Federasyona yaptıracaklarını ifade etmesine karşın bu fikirden vaz geçtiğini söylediler.

Elbette ki sözlerin verilmesi ve tutulması bir etik sorundur. Arkasında durulması gerekmektedir, diye düşünüyorum.

Sonrasında başka bir cepheden baktığımda ise, bu festivallerin hiç kimsenin tekelinde olmadığını, bunu belediyenin tek başına yapabileceği gibi, federasyonun da tek başına yapabilmesinin önünde bir engel olmadığıdır. Yarın bir proje yapar, çıkar ortaya ben de bir etkinlik yapacağım dersiniz ve yaparsınız. Bunu Cancur Festivali’nde gördük. Babalar gibi CANCUR FESTİVALİ iki yıldır yapılıyor. Kimse de engel olmuyor.

Doğaldır ki Çıldır kamuoyu bunu birlik beraberlik içerisinde görmek ister. Yani kısaca birlik ve beraberlik oluşturamadığımız için Çıldırlılar olarak bu yıl için sınıfta kaldık denebilir. Diğer ilçelere ve bileşenlerine bakıyorum, siyaset ayrımı olmaksızın tüm halkı kenetlenmiş çalışmalarını sürdürüyorlar.

Şimdi gelelim Çıldır Dernekler Federasyonu’nun tutumuna. Kişiler üzerinden bir bağlantı kurmak ve tepki vermek bence yanlış olmuştur. Federasyonun yerinde olsaydım, belediyenin bu kararına karşın etkinliğe katılımı protesto etmek yerine aynı türden organizasyonumu yapar araçlarımı alır, göl kıyısında da kocaman bir çadırımı kurar taşıdığım insanlarla birlikte yerimi alırdım.

Buradaki sorun iki saatliğine protokol sırasında bir koltuğa oturmak mıdır?

Siz bu protesto kararıyla belediyeyi mi yoksa Çıldır halkını ya da Çıldır esnafını mı cezalandırıyorsunuz?

O, koca bir yılı iple çeken esnafın iki üç günlük gelir beklentisini de engellemiş olmuyor musunuz?

Siz gitmeseniz de o festival orada yapılacaktır ama halk nezdinde belki daha çok tepki alan dernekler olarak kalacaksınız. Hatta belki de haklı olduğunuz halde haksız durumda kalacaksınız.

Ayrıca, başka bir durumda şudur ki; bir yıldır belki kimi onlarca yıldır memleket özlemi çeken insanları da vatan buluşmasından mahrum etmiş olmayacak mısınız? Bunu da merak ediyorum.

Ya Allah aşkına bari yılda bir kere de olsa birlikte hareket etme ve dayanışma örneği gösterme gibi bir durumu akıl edemiyor musunuz? Hırslarınıza kendinizi de halkı da kurban etmeyin.

Bu ne koltuk sevdasıymış kardeşim; ben olmadan olmaz, ben olayım sen olma, sensiz de ben varım…vs.

Yazık yazık çok yazık!

Hatta ben federasyon yöneticilerine “festival yapma fikri yerine o paraları festivallere harcama yerine Çıldır’da ki birçok eksiği olan okullara, hastaneye, yolu dahi olmayan yaylalara, suyu olmayan köylere vb. yerlere harcayın” diye de öneride bulunmuştum.

Gördüğüm o ki sözlerimiz değer bulmamış ve gerilim yolları tercih edilmiş hatta Çıldır halkı kurban edilmiştir.

BELEDİYELER

EKONOMİ