Lütfü Savaş’ın son zamanlarda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında yaptığı eleştiriler ve CHP’yi “kuruluş ayarlarına döndürme” iddiası oldukça düşündürücüdür. Ancak, bu söylemler ve tavır, uzun süredir gözlemlediğimiz bir durumun yalnızca açığa çıkmış halidir. Zira Savaş’ın CHP’nin gerçek ilkelerine bağlı bir siyasetçi olmadığı ve sadece kendisi ile kendisine bağlı çevresi için hareket ettiği, halkın gözünden kaçmamaktadır.
Savaş, bugüne kadar parti ve onun değerleriyle gerçek bir bağ kuramamış; aksine, CHP’de liyakatli kadroların olmadığını iddia ederken, çevresini ülkücü kökenli aile üyeleri ve kendisine biat eden kişilerle doldurmuştur. Üstelik CHP’yi “Cenabı Hak Partisi” olarak adlandırmış ve 10 yıl boyunca il ve ilçe binalarına iki kez bile uğramamıştır. Görev süresinde iki cumhurbaşkanlığı seçimi geçirmesine rağmen, sahaya seçimlere günler kala ve isteksizce inmiş, bu tutumunu her hareketiyle sergilemiştir. Son seçimlerde kaybettiğinde, pozisyonunun sarsıldığını fark ederek önce başka partilerle yakınlaşma arayışına girmiş, ancak yer bulamayınca CHP içinde bir “yeni oyun” kurmaya yönelmiştir. Ancak unuttuğu bir gerçek vardır: Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Savaş’ın siyaseti kişisel çıkarları doğrultusunda şekillendirmesi, hemşehrilerinin, parti üyelerinin ve seçmenlerin güvenini açıkça suistimal etmesine yol açmıştır. Özellikle yerel yönetimde yalnızca kendisini destekleyen küçük bir zümreye hizmet etmesi, CHP’nin halkçı ve kapsayıcı kurucu felsefesine aykırıdır.
Parti değerlerine sadık milyonlarca üyesi varken, böylesine çıkarcı bir siyasetin CHP içinde bu kadar uzun süre varlık gösterebilmesi, sorgulanması gereken bir durumdur.
Halk olan biteni izlemekte ve kimin ne olduğunu gayet iyi bilmektedir. Siyaset, yalnızca güç sahiplerine yaranmak değil; topluma, halka hizmet etmek ve dürüst çalışmaktır. Lütfü Savaş’ın, CHP’yi “kuruluş ayarlarına döndürme” gibi bir görev üstlenme cüretini göstermesi ise yalnızca abartılı bir özgüvenden ibarettir. Partiye sadık bir üyeye yakışan; partinin ilkelerine ve halka gerçek anlamda hizmet etmek, bireysel çıkarlar doğrultusunda hareket etmek değil, özveriyle çalışmaktır.
Son olarak sayın Lütfü Savaş’a hatırlatmak gerekir ki, CHP’nin ilkeleri bir kişiye bağlı değildir. Partinin kuruluş ayarlarına dönmesi gerektiği iddiası yanlıştır; CHP, kurucusunun ilkelerinden asla sapmamış; bu ilkeleri görebilmek ancak sadık, dürüst ve halkçı siyasetçilerin başarabileceği bir durumdur.
SON YAZILAR