MEDENİYET KAPISINI GECEMEDİK
Bu yazımızda, uygarlık ve medeni toplumların dışında kalan, toplumun yaşam biçimini buradan irdeleyerek inceleyeceğiz. Ve toplumumuzda yaşanan olayların, uygarlık mı yoksa ilkel Ortaçağ'ın geleneksel devamı mı bunu taktirinize bırakıyorum...
Bu bilim teknoloji çağda, toplumumuzda, yaşanan , vakaları, yaşam tarzlarını ve sokaktaki, iletişim, yaşamın bütün yönlerini bir inceleyelim.
Toplumumuzun, köyde, şehirde, Aile içerisinde, sokakta, yaşamın her yerinde, medeni davranıştan uzak bir kopukluk var olduğunu, yaşam tarzında görüyoruz. Kibar, ince, nazik, nezaket gibi kuralların dışına çıkıldığı, kibir, nefret, kaba kuvvet yerini aldığını görüyoruz. Aile içerisinde, sokakta, yaşamın her alanında, sağlıklı iletişim yok, konuşarak, akıl ile sorunları çözme yoktur. Aile içi kavga, komşu ve akrabalar arasında kavga, sorunları, şidet ile çözme, kadına işkence, çoçuğa işkence, hayvana işkence, miras paylaşımın da kavga, eşit paylaşım yapamama, tehtit, küfür, vurma kırma , saldırganlık hareketleri, uygarlık medeniyetler seviyesine ulaşmadığını sonuçu göstermektedir..
Aile içi geçimsizlik, sorunlarını medenice, oturup konuşmadığı, sorunlarını çözmek için, karşılıklı fikir alışverişinde bulunamadığı, ufak bir çeviz kapuğunu dolduramayacak , bir şeyi büyütüp, büyük sorun haline getirmek, boşanma bir durum yok iken, boşanmaya kadar, aile içerisinde yıkıma götürecek, veya medenice boşanması her iki taraf için uygun olmasına rağmen, bu konuda da uzlaşma yapamaması, tek çözümü, öldürmek, işkence, tehdit olarak görmesi, medeniyet seviyesine ulaşmadığı göstergesi değilde nedir?...
Miras paylaşımın da, eşit bir şekilde paylaşım yapmaması, miras paylaşımın da, kız çocuklara, tarla mülk verilmemesi, sadece erkek çocuklara bütün mirası, mülkü, tarlayı verilmesi, mirası eşit bir şekilde paylaşım yapmaması ve üzerinde kavga, kabakuvvet, birbirine saldırı, Zorba kullanılması, medeniyetsizlik değil midir?...
Okulda, işte, sokakta, yönetimde, insanın yaşamın her alanında, yaşanan, vakalar, ilkel kanunlar ve gelenek, töreler, uygarsızlık değilmidir? İnsanların , Din, dil,ırk, mezhep ayrımı yaptığı, inançları farklı olduğu için, insanların birbirini dışladığı, kendi inancından olmadığı kişilere yaşam hakkı tanımadığı, farklı inançlara gavur, dinsizlik ile suçlaması, Kendi inancını ,zorla herkese dayatması, kendini ifade etmek için, Terbiyeli, görgülü, kibar, ince, nazik, nezaket davranmasında uzak ve vandalca hareket etmesi, ilkel ve barbarlık değil de nedir?..
Ortağuda, idolojik savaşlar, petrol kuyuları üzerinde, terörizm ile, kaos ortamı ve kapitalizm sümürgeçiliği, paylaşım da, medenice uzlaşma yapamaması, şiddet ile silahların konuştuğu ortamda, barıştan çözüm bulamaması, teknoloji ve Sanayi, Sanat ilim bilim kültürel alanda gelişim ilerleme olmaması, yoksuluk, işsizlik, sefalet ve eşit adil paylaşım olmaması, doyumsuz açgözlük ile gelen talan vurgun soygunlar, uygarlık medeniyetlerin seviyesine ulaşmadığı göstergesi değilde nedir?...
Sevginin, saygının, nezaketin yok olduğu, ince, nazik nezaket bir dile konuşarak değilde, küfür, şidet bir dil ile, katil bir ruha sahip , uzlaşma da uzak, sorunları çözümüne odaklanmayan, sadece bencil kendisini düşünen, sadece kendi çıkarına hizmet eden. Tüm insanlığı düşünmeyen, kıt kafalı, anlayışı zayıf, herşeyi zorla baskı ile, şiddet ile çözüme yönelen bir ortamda, uygarlık medeniyetler bir yaşam mümkün değildir...
Her yıl , sokaklar da, yüzlerce kadın öldürülüyor, kadın çinayetleri gönlük yaşam haline geldi. Çocuk tecavüzleri, Hayvana işkence, ağaç kesme orman yakma, hırsızlık, boşanmalar, ilkel günah haram uydurmaları, hurafe savsata rivayet bir ilkel geleneksel yaşam içerisinde , gelişime , değişimde uzak, kör idolojik saplantı içinde kısır bir döngü içinde yaşamaya devam etmesi, yeniliğe kapalı olması, medeniyetler kapısında, geçemeyerek, uygarlık düzeyinde insanca bir yaşam dan uzak , ilkel geleneksel bir hayatı yaşamaya devam ediyor...
Medeniyet kapısındaki , engel zincirleri kırmak ve uygarlık medeniyetlerin yüksek zirvesine çıkarak, insan gibi insanca yaşamak hepimizin insani görevidir...
( 20 Ocak 2022 )
Hüseyin TURHAL
SON YAZILAR