İslam dünyası, bugün parçalanmışlık ve iç çekişmelerle boğuşuyor. Bu durum, büyük ve köklü bir medeniyetin, küçük ve organize bir yapıyla başa çıkamamasına yol açıyor. Küçük bir ülke olan İsrail karşısında yaşanan yenilgiler ve maruz kalınan hakaretler, aslında bu bölünmüşlüğün acı bir sonucu.
Birlik ve beraberlik olmadan, kimse bu başarısızlıkların sorumluluğunu üstlenmiyor; herkes suçu başka birine atma peşinde. Müslümanlar ise genelde sadece düşmanı kınamakla yetiniyor. Ancak düşmanın kınamayla durdurulabileceğini düşünmek bir yanılsamadan ibaret.
Tarihte, küçük ama birlik içinde hareket eden orduların, büyük ama dağınık orduları nasıl mağlup ettiğine dair sayısız örnek var. Bugün de modern dünyada bu durum, teknolojik yeniliklere hızla adapte olan küçük ülkelerin, devasa ama hantal yapıları alt edebilmesiyle kendini gösteriyor.
Artık Müslümanlar, eleştirilerini dışa değil, içe çevirmeli. Bir adım geri çekilip, nerede yanlış yaptıklarını sorgulamalılar. Kendi içimize dönüp, eksiklerimizi, hatalarımızı bulmak ve düzeltmek zorundayız. Birlikte hareket edebilmenin, ortak bir hedefe yönelebilmenin yollarını aramalıyız. Ancak bu şekilde, sadece ayakta kalmakla yetinmeyip, daha güçlü bir geleceğe doğru adım atabiliriz.
SON YAZILAR