VATANDAŞ GÜNE ZAMLA UYANIYOR!
Dünyada kendini gösteren pandemi sürecinden sonra ülkemizde hızla artan ekonomik kriz şimdilerde içinden çıkılmaz bir hal adı. Son 2 yıldan bu yana yaşanan hayat pahalılığı ve olumsuzluklar insanların alım güçlerini olumsuz yönde etkiledi. Ancak ülkemizde bu durum her geçen gün kötüye gidiyor.
Devlet memuru olmayan insanların yaşadıkları sorunları yakinen bilen biriyim. Yaşamış olduğum yerleşim alanlarında yevmiye ile yaşamını idame etmeye çalışan birçok insan çok zor durumda. Çünkü bu insanlar uzun bir süre işsiz kaldıkları için çok mağdur oldular. Bir de bu insanların birçoğu kiracı olduğu için yaşadıkları sorunlar oldukça derinleşmiş bir durumda.
Keşke bu hayat pahalılığı olmamış olsaydı da bugün bu olumsuz manzaralar yaşanmamış olsaydı. Ancak bugün gelinen tabloya baktığımız zaman ekonomik olarak çok zor günler geçiriyoruz. Hele hele son yıllarda yaşamış olduğumuz zamlar konusu başlı başına bir sorun.
Eskiden zamlar yılbaşından yılbaşına gelirdi. Şimdi ise zamlar dakikalık geliyor. İnsanlar artık marketlere ve pazara gidemez oldular. Bu zamlara artık bir “dur” denilmesi gerekiyor. Son 1 yıldan bu yana yapılan zamlara baktığımız zaman geçmiş yıllara oranla kaç kat zam yapıldığı ortada. Bir defa akaryakıta gelen zam oranından daha bahsetmiş değilim.
Devam eden bir hayatta insanların bütün ihtiyaçları nakliye üzerinden gerçekleşmekte. Akaryakıta gelen zamlar direk bütün ürünleri doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle akaryakıta gelen son zamlar, bütün ürünlerin zamlanmasına neden oldu. Bu zam oranı bir şekilde sabitlenmedikçe bütün ürünlere yansımaya devam edecektir.
Bir defa ulaşım alanına gelen zamlardan sonra Adıyaman’da birçok insan toplu taşıma araçlarına binmez oldu. Çünkü ilimizde insanların alım gücü oldukça düşük. Bu durum aslında birçok ilde de aynı şekildedir. Toplumun büyük bir bölümü bu zamlardan dolayı çok mağdur olduğu gibi bu durum karşısında ne yapacağını bilmiyor.
Gıda ürünleri başta olmak üzere akaryakıta, elektriğe, doğalgaza ve suya gelen zamlardan sonra insanlar artık eski günlerini arar oldu. Yaşamım boyunca Çiller krizini, Ecevit krizini yaşamıştım. Fakat bu son zamlar bu krizlerden daha çok insanları etkiledi. Bir defa şu anki zamların durmaması vatandaşın kafasında karışıklığa neden olmuş.
Eskiden insanlar aileleriyle birlikte Şanlıurfa ve Gaziantep illerine hafta sonu gezmeye giderken, artık insanlarımız zaruri olmadıkça araçlarının kontaklarını açmıyorlar. İnsanların böyle bir kısıtlamaya gitmesini de olumlu karşılıyorum. Hayat pahalılığından dolayı insanların artık araç modellerini değişmesi mümkün değil.
Bu devirde bir aracı olan bir kişi aracını kullanabiliyorsa ne mutlu ona. Çevre illere veya farklı illere seyahat eden insanlarımızda artık seyahat edemez duruma geldi. Çoğu zaman araç firmaları zarar etseler bile vatandaşlarımıza hizmet vermek için ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Zaten akaryakıta gelen zamlara bakıldığında insanların artık aileleriyle yolculuk etmesi oldukça zor. Bundan 3 yıl öncesinde bu zam oranlarından bahsetselerdi hiç kimse inanmazdı. Fakat bu zamlardan sonra insanların pek de yolculuk yapacağını düşünemiyorum.
Vatandaş sabah uyandığında zamla karşılaşıyor. Ülkemizde üretim konusunda dışa bağlı olmamış olsaydık, belki de tahıl ürünlerine bu kadar zam yapılmayacaktı. Soframızda kullandığımız ürünlerin büyük bir oranı dışarıda üretildiği için ülkemizde vatandaşlara ulaşması bir hayli maliyetli oluyor. Ülkemiz iklim olarak belki de eşi benzeri olmayan bir ülke.
Fakat o kadar ovalarımız olmasına rağmen halen gıda ürünlerimizi dışarıdan alan bir ülkeyiz. Son zamanlardaki zam oranına bakıldığında en çok zam alan ürün gıda ürünleridir. Bu nedenle maddi durumu iyi olmayan insanlarımız artık gıda ürünlerini ölçülü bir şekilde kullanıyor.
Hele hele konutlara, kiralara ve araçlara gelen zam oranlarına ne demeli. Son zamlardan sonra Adıyaman’da yaşayan bir birey olarak bu zam oranlarını görünce şoke oluyorum. Yaşamış olduğumuz Adıyaman ilimiz metropol bir şehir olmamasına rağmen ev kiraları almış başını gidiyor. Sabit bir aylığı olmayan bir kişi nasıl olurda bahsedilen bu kira oranlarını öder bunu da nalmış değilim.
Bundan 1 yıl öncesinde bin TL’ye kiraya oturan bir kişi şu anda 3 bin TL’ye ev bulamıyor. Bu kira oranları çoğu mahallerde 6 bin TL’ye kadar çıkıyor. Peki asgari ücretle geçimini sağlayan bir kişi nasıl olurda geçinebilir? Hasılı hayat o kadar zor ki, insanların önünü görmesi çok zor.
Hüseyin TURHAL
SON YAZILAR