YOKSULLUK VE BİÇARESİZLİK KADER MİDİR?

“Dağ fare doğurdu” atasözü tamda bugünler için ifade edilmiş.

Her nedense devletin resmi kurumları vatandaşlarının müreffeh bir yaşam ve ömür sürmesine yanaşmıyor. Devlet ve hükümet gibi kavramların hâlâ ayırdına varılamayan bir ülkede, zaten bunun türevleri olabilecek kavram ve ifade yanlışlarının olması doğal.

Devlet yurttaşları için vardır.

Lamı cimi yok. Yurttaşı için olmayan, varedilmeyen bir devlet aygıtı, ancak vatandaşlarına zulüm eder duruma “getirilir”.

Zaten, hükümetimiz o kadar fazla mesai harcıyor ki o kadar fazla emek vererek hesaplamalar yapıyor ki, sonunda ölçüp biçip karara varıyor; kepçe ile aldığı paraları çay kaşığı ile geriye veriyor.

Açıklanan aylık enflasyon da, yıllık enflasyon da, toplumumuzda hayalkırıklığına neden oldu. Hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Vatandaşlar, kendi enflasyonlarını marketlerde ve pazarda karşılaştıkları ânbeân fiyatlama ve fiyatlama “davranışları” karşısında, edindiği tecrübelerle tayin ediyorlar.

Kabaca en düşük emekli aylığı 10.000 TL idi, sanki şimdi çok mu arttı? Asgari ücret düzeyi, “asgari bir yaşamı” devam ettirmenin yanından bile geçmiyor. Buraya hiç rakam taşımaya gerek yok. Her şey ortada, açık kaynaklardan bir internet kadar yakınınızda.

Hazine Bakanımız bizim ne kadar iyi bir ekonomi olduğumuzu, Latin Amerika’daki demokrasiden uzak ülkelerle, yine Bulgaristan, Macaristan gibi eski Demirperde ülkeler ile kıyaslayarak yapıyor. 20 yıldan beridir bizim hedefimiz “gelişmiş ülke” liglerinde değil miydi? O zaman sormazlar mı, bizim çok iddialı, dünya ekonomileri içinde ilk 10’da olma hedefimiz vardı, bu ülkeler gelişen/az gelişmiş/gelişmekte olan ülkeler grubundan mı teşekkül etmekte ya da tersinden mi?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, sosyal yardım alan hane sayısı, 2024 yılının ilk dört ayında yani, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, 4.235.904 olarak ilan edilmiş.

Bu rakam bile çok şey anlatır.

Anlamak isteyene tabii.

BELEDİYELER

EKONOMİ